Evet bu aralar bir gezentilik durumum var. Blogum da bir gezi blogu olarak kariyerinde ilerlemekte. Ama elden ne gelir. Yaz, her fırsatta kaçmak lazım Ankara'dan. 30 Ağustos da böyle bir fırsattı. Son iki üç senedir gitmediğim Safranbolu Amasra tarafını dolandım da geldim. Safranbolu'da arasta'daki kahvede kahvaltı sonrası çayımı içip gazete keyfi yaparken, bir yandan çarşı esnafının dükkan açmalarını izledim. Safranbolu Amasra arasındaki pek güzel kara yolunda çınarların arasında araba kullandım. Amasra'da tekne turu yaptım (Not: Datça'dan sonra Karadeniz yalan.). Çınar'da oturup barbun yedim. Eh bu kadar da yeter diyip dönüp geldim.Yeri gelmişken. Pazar günü de Hamburg'a uçuyorum. 10 günlük bir iş gezisi. Hamburg maceralarım burda, bu blogda, çok yakında... :)





İlk olarak tüm gezimiz boyunca bizi misafir eden Archipel isimli teknenin sahibi, kaptanı Ender'e burdan selam etmek istiyorum. Ender Kaptan uzun yıllardır artık içselleştirmeye başladığım "işini seven esnaf yokyur" yargıma inat işi hem çok iyi hem de çok severek yapan bir kaptan. 


Ertesi sabah aylardır doyasıya denize girmemiş olmanın motivasyonu ile plaja sürdük atımızı kahvaltıdan hemen sonra. Unutmadan hemen yazayım kaldığımız pansiyonda (Kale Panisiyon) kahvaltı çok güzeldi. Kahvaltıda sorduk pansiyonun sahiplerine nerede denize girilir adada diye. Ayazma diye bir plaj var ama bu gün pazar çok kalabalık olur dediler, siz en iyisimi şemsiye alıp koylardan girin diye de salık verdiler. Biz genede bir kalabalığını görelim diye Ayazma'ya gittik bir de ne görelim adalının kalabalık anlayışı ile metoropol insanınınki arasında uçurumlar. Ayazma hakikaten güzel bir plaj. Uzun bir kumsalı var. Yannız ufak bir problemi var adanın denizinin. Çok soğuk. Ben egenin suyuna alıkınımdır bana bile çok soğuk geldi.
Ayazma'da denizin ortasında bir kayalık var. Oraya kadar yüzdük. Ayaktakiler biziz. Ayazma dışında bir çok irili ufaklı koy var. Gidenlere Akvaryum koyuna'da uğramalarını tavsiye ederim.
Son olarak da rüzgar santralinden bahsetmek istiyorum. Bazı makinalar fetiştir ya hani. Seyretmeye doyamazsınız. Bunlarda onlardandı. Kocaman ama hakikaten kocaman pervaneler, üzerelerine vuran rüzgar ile dönüyorlar. Sadece dönseler iyi birde rüzgarla birlikte bir şarıkı söylüyorlar. Çok hoş bir rüzgar sesi vardı. Adaya gidenler erinmesinler gidip görsünler derim. 