Cumartesi, Kasım 27, 2010

Jobs ve Zuckerberg

Bayram tatili çok sakin geçti. Rabiş yeterliliğe hazırlandığı için birkaç günlük Sındırgı kaçamağı dışında sürekli evdeydik. Sındırgı'ya giderken yolda okumak için AŞTİ'deki standlardan aldığım Steve Jobs kitabı tatilin ana teması haline geliverdi. Yolda gidip gelene kadar çoğunu bitirmiştim zaten. Önceden çok ilgilenmediğim Steve Jobs dehasının veya delisinin mi demek lazım, adım adım yaşadığım bilgisayar ve bilişim sektörünün gelişme sürecindeki hikayesi hakikaten şaşırtıcıydı. Bir defa sıradan çok çalıştı efendim, çok da zekiydi, süper de eğitim almıştı e başarılı oldu tabi gibi bir durum değildi. Her türlü akıl ve delilik, cehalet ve bilgelik, şans ve hırs, uykusuz geceler, serhoş sabahlar hepsi yanyanaydı. Döner dönmez, fırsat bu fırsat deyip Pixar'ın uzunlarını seyrettim bir çırpıda. Bilgisayar yapan adam nasıl oluyor da çizgi filmci oluyor canım? Hikaye boyunca Jobs'ın etrafındaki adamların resimlerine baktım netten. Nasıl elemanlar bunlar diye? Bol bol wikipedia karıştırdım. Bu arada görüştüğüm Halit Hocamla, Şamil'le hikayenin sohbetini yaptık. Dün de bu rüzgarın devamına  Social Network'ü ekledim. Film şahane olmuş eyvallah. Adam, Zukerberg ise ayrı bir hikaye. İnsan evladı sevgilisinden ayrılıp, psikopata bağlayıp, Facebook'u yazar mı? Bu iki sıradışı adamın da görebildiğim ortak yanları hırsları. Bu hırsları paraya değil yaptıkları şeye karşı. Başka olanı, kendilerinin olanı yapma, tek olanı, en iyi olanı yapma hırsları. Bu hırsları yapılan ile delilik derecesinde bağ kurmalarını sağlıyor ve tartışmasız zekaları ile yaptıkları işi farklılaştırıyor. Aynı rüzgar ile devam ederek önümüzdeki hafta da Pirates of Silicom Valey'i seyretmeyi planlıyorum. İlginç bir malzeme çıkar ise onu da bloga not düşerim.