Dün gece Miles Davis'in hayatından önemli bir kaç kesiti anlatan Miles Ahead filmini seyrettim. Film bir yandan Miles Davis hakkında bir çok yeni şey öğrenmeme vesile olurken, öte yandan çok hoş bir sinema tadı bıraktı damağımda. Film belgesel ile kurmaca arasında, dünle bugün arasında, mutluluk ile üzüntü arasında, aşk ve özlem arasında, Davis'in müziğinde olduğu gibi süreki geziniyor. Bu gezintiye Davis'in hikayesi ve müziği eşlik ediyor. Film Davis'in Frances Taylor ile aşkı etrafına dolaşıyor. 1937 Disney yapımı Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler'den aynı isimli albumünde uyarladığı Someday my prince will come şarkısı zihnime dolandı. Sabah uyanır uyanmaz, sabah kahvesi ile ilk Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler'i seyrettim. Sonra bir kaç deva albumü dinledim. Sonra gitarı aldım elime, Dave's Guitar Planet'deki açıklamalar ile şarkıyı çalmaya calıştım. Simdi de blog postu yazıyorum. Anlaşılan bu hafta sonu böyle geçecek.