Cuma gecesi Muhteşem Misafir ile buluşmak üzere sinemaya gittik. Niye misafirlerimizi sinemada ağırlamadığımızı bir daha ve yeniden anımsadık. Arkadaş, bu kadar mı olur? Bitmez mi o reklamlar? Kaç dakika sürer? Kaç defa aynı reklam verilir? Endüstriyel sinema salonlarını yaksak bir cezası var mıdır? Yakanın ellerinden öpsek, buna ne dersiniz? Efendim bizim zamanımızda sinemalarda gösterilen filme bir saygı vardı kısmına hiç girmeyeceğim. Arkadaşım madem iPhone'unlan oynayacaktın, burda ne işin var? Ha o merete bakmadan bir saat geçiremiyorsan, e o halde filmi de onda izle, değil mi ama? Ferzan gene döktürmüş. Film başlarken olan gerginliğim beşinci saniyede çözüldü. İtalya'nı ayrı, İtalya'yı ayrı, Ferzan'ı ayrı seviyoruz ailecek. Bu arada madem o arkadaş telefonu ile oynamakta behis görmüyor filmi seyrederken, biz de şarabımız ve peynirimizi götürseydik. Tam da öyle bir filmdi. Geçenlerde Hugo'yu seyretmiştim. Üstüne çok güzel uydu. Gitmeyen kalmasın. Herkes seyretsin, anlatsın denecek güzel bir film olmuş. Hugo'yu da atlamayın, bu arada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder