Yılbaşının dört günlük tatiline yakışır ne okusam diye kütüphaneye bakarken, elim Paul Auster'in New York Üçlemesi'ne gitti. Cam Kent o kadar güzel ilerledi ki, hikaye kimin üstüne kalacaktı? Baba Stillman, Oğul Stillman, Bayan Stillman, Quinn, Henry Dark, Max Work, William Wilson derken, Auster'in evinde yapılan Don Quixote ve Cervantes sohbeti, hem hikayeyi, hem de beni açtı. Son bölümde kendini boş odaya kapattığında yiyecek bırakanı bir türlü göremeyince, karakterler gene birbirine karıştı. Quinn Auster'in yansıması ise Stillman'lar hiç yok muydu? O halde köprüden atlayan kimdi? Odaya kapandığında Quinn bu sefer oğul Stillman'ın mı yansıması oldu? Auster ise babanın mı? Yoksa bunların hepsi Auster'in kafasının içinde mi oldu? Kendinden bir Don Quixote mu yarattı? Quinn bu durumda Sancho Panza mı yoksa Cervantes mi? Kırmızı defter öte yandan hikayede başrol değilse bile en iyi yardımcı oyuncuya adaydı. Nedir bu defter takıntısı? Kafamda bu sorularla Hayaletler'e başladım. Şu ara Bay Mavi ile Bay Siyah'ı gözlemekteyiz. Bu Pazar sabahı Brooklyn Heights'da uyandık. Bay Siyah'ın arkasından biraz önce Brooklyn Köprüsü'nü geçtik. Devamını heyecanla okuyorum...
1 yorum:
Newyork üçlemesi aylardır okunacaklar arasında ama sürekli üzerine koyduğum yeni kitapların altında kalıyordu. Bi heves geldi şimdi, alıp üstten ikinci sıraya koydum :)
Yorum Gönder