Karaburun, Ege'nin ucunda, anladığımız kadarı ile de kimsenin hatırlamadığı ufak tefek, sakin mi sakin bir kasabaymış. Hepi topu dört tane pansiyon, iki tane de oteli var (Onların da bir tanesi muhafazakar kesime hitap ediyor). Ortamda pek turist yok, yerli turist hepten az. Biz Karaburun Butik Pansiyon'da kaldık. Pansiyonda iki Türkiyeli aileye karşın yanlış saymadıysam dört kadar Kuzey Avrupa ailesi vardı. Zamanımızın çoğunu İncirli Koy'da geçirdik. Ha gidecek başka bir yer var mıydı? O da yoktu. Akşamları Bozcaada'dan oldukça fakir sofralarda vakit geçirdik. Hepi topu 200 metrelik kordonunda turladık. Zamanın saat saat değil, saniye saniye geçmesini seyrettik. Bir haftalık huzura dayanamayıp 4.günde geri döndük. Tatilin başında gidilmeli Karaburun'a. Denizi harika. Üstü kadar altı da inanılmaz. Bol bol şnorkel yapılıp, akşamları kitap okumaya ayrılmalı. Sakin ve dinginliğin doruk noktasındaki kasabaya dinlenmeye en çok ihtiyaç duyduğunuzda uğramanızı öneriyorum. Elinizi kaldıracak haliniz olmadığında, parmağınızı oynatmadan keyfini çıkaracağınız bir güzellik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder