Pazartesi, Ekim 04, 2010

Selim Amcanın Sofra Salonu

Sofra salonu ne kadar kadim bir isim tamlaması değil mi? Benim de aklıma ilk gelen mütevazı bir kebapçı salonu fakat hal böyle değil. Kaburgacı Selim Amca ismini ilk defa Çukurambar'da bir şube açtıklarında duydum. Bunun da üstünden iki sene olmasa da bir seneden fazla geçti. Gel zaman git zaman, hep aklımda olmasına rağmen, bir türlü gidemedik. Altı ay önce miydi, Fatih ile Diyarbakır'a gittiğimizde, Selim Amcanın asıl dükkanına uğramak da ulvi amaçlarımız arasındaydı. Fakat Diyarbakır'lılar da orası değil ama siz şuraya gidin diye hep beraber fikir birliğine varınca emelimize ulaşamadan geri gelmiştik. Bugün karnımız aç, Çukurambar'da trafiğe sıkışmış bir şekilde nereye gitsek diye düşünürken aklımıza geldi. Arabayı parkedip daldık restorana. Ortam biraz ağır. Her taraf ağır abi. Tek abla Rabia. Nezih, yanlış olmasın. Ablalar genelde ete düşkün değil herhalde. Alkol alan da yok. Çukurambar mevsiminde rakı ağır geliyor zahar, yorumları yaparak ısmarladığımız saç kavurmayı bekliyoruz. Derken masaya içli köfteler, patlıcan dolmaları, salatalar, ezmeler, soğuk çorbalar, sıcak lavaş ve lezzetli mi lezzetli bir et geliyor. Kaburgaya cesaret edemedik. Malum ağır. Yazının son dört satırının ana fikri "ağır". Ayranı bakırdan içtik, eti saçtan yedik. Hem lezzetten, hem ihtimamdan, hem de fiyattan memnun kaldık. Ağır bir akşam yemeği için ağır ağır gidilebilir. Ağırlığınızca ağırlanır memnun da kalırsınız. Tavsiye ederiz.

2 yorum:

elegimsagma dedi ki...

yemişim rejimini.

Serendipity dedi ki...

Birlikte de gidelim, yiyelim rejimleri :)