A Guide to Recognizing Your Saints bir New York hikayesi. Sundance'de bu sene en iyi yönetmeni almış. Yönetmen öz yaşam öyküsünü önce kitaplaştırmış, daha sonra da sinemaya aktarmış. İnsana dair bir hikaye. Tepeden bakıldığında New York'un kenar mahallelerinde yokluk, yoksulluk, şiddet ve eğitimsizlikten kaçan yazarın kendi iç hesaplaşması olarak görülebilecek filmde parça parça bir çok hikaye vardı. Baba oğul, anne oğul, ergenlik ilişkileri üstüne bir sürü ufak tefek plan. Filmde en çok sevdiğim bölüm yukarıda fotografı olan anne ve oğulun uzun uzun konuşması oldu. 15 sene sonra baba evine dönen oğluna özlemini dile getiren anne. Çok etkileyici idi.
Düz bir çekimle sizi melankoniye gark edebilecek bir hikaye kurgu teknikleri kullanılarak seyirciden yeterince uzaklaştırılmış. Oyunculuk çok güzel kotarılmış. Özellikle filmin uzun bir kısmında filme egemen olan ergenlik çağındaki veletler işlerini iyi yapmışlar. Nette okudum bir çok yazı Antonio'u oynayan elemanın oyunculuğunu beğenmiş ben se anne ve bababın oyunculuklarından çok etkilendim. Kadın filmin başındaki annenin Dito'ya telofon ettiği sahnede çok üst düzey bir oyunculuk ortaya koydu.
Neyse, film dün itibarı ile Ankara'mızı terketti. İzlemeyenlere DVDsinde oldun seyretmelerini öneririm. Amerikan Bağımsız Sinemasını seviyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder