Neyse efendim, nerede kalmıştık? Sabah erkenden uyandım. "Şahane" bir Days Inn kahvaltısından sonra koyuldum yollara. Ver elini Hollywood. Sabah erken. Saat 11'de MOCA (Museum of Contemprary Arts) açılmadan gezinin bu ayağını tamamlamak niyetindeyim. Arabayı parketme işini çok kolay hallediyorum. Hollywood-Highland alışveriş merkezinin parkyeri, alışveriş merkezindeki bir mağazadan (örneğin Starbucks) alış veriş yapmak kaydı ile 2.5 USD. Hollywood çok uzun bir parkur değilmiş. Etrafa bakınarak, yerdeki yıldızlar sayarak, ufak tefek alışveriş yaparak bir saat kadar vakit geçirdim. Sırada MOCA ve Walt Disney Konser Salonu vardı. İkisi de çok keyifli idi. Önce MOCA'yı gezdim. Gordon Matta Clark isimli bir sanatçının (mimarın) bina algısı üzerine bir sergisi vardı ki içindeki her bir işe ayrı ayrı hayran kaldım. Müzeden çıkıp Walt Disney Konser Salonunu turladım. Bu garip binanın etrafında döndükçe bu sefer benim bina algımın biraz şakülü kaydı.
Gezinirken öğleyi ettim. Öğleden sonra Fatih'i hava alanından alıp, önce Santa Monica Pier'e gidip ayaklarımızı okyanusa soktuk. Daha sonra da Hollywood'a dönüp, her web sitesinde tavsiye edilen Mel's Drive In'de akşam yemeği yedik.Fotograftan hemen farketmişsinizdir. Fatih kazasız belasız :) Los Angeles'a ulaşmış olmaktan çok mutlu idi. Ne yalan söyleyeyim, ben de en az Fatih kadar mutlu idim. Ertesi günden itibaren çalışmaya başladık. Hal böyle olunda planlar akşama kaldı. Bir akşam Universal Film Stüdyosu, bir akşam alışveriş, bir akşam da çalıştığımız yerde, Whittier'da takıldık. En çok Whittier'ı sevdik. Bahçesinde masalı sandelyeli kafeleri, içerisinde sigara içilen Havana barı, sahafı, bisikletçisi ve sakinliği ile gönlümüze taht kurdu.
İşlerimizi toparladığımız, son geceye gelince :) Koşaraktan NBA maçına gittik. Clippers, Denver'a karşı. Maçı Clippers aldı. Biz mi? Keyifli bir maç seyrettik, bir sürü fotograf çektik, uzak doğulusu, latini, zencisi bir sürü insana bakıp bakıp, Allah Allah, şu insanoğlunun kaç çeşidi var dedik, güldük, eğlendik. Türkiye'ye dönüşümüz muhteşemdi. Perşembe öğleye doğru düştük yollara. Ankara'da evime geldiğimde ise Cuma gece yarısı olmuştu. Uzun bir yol vesselam.
1 yorum:
sanırım siz de bizim gibi 9 dolarlık NBA bileti aldınız :D uzaydan izliyor gibi duruyorsunuz macı :P
bir dost..
Yorum Gönder