Pazar, Nisan 16, 2006

Bolu Melen Çayında Rafting

E bahar geldi diye sevinip sevinip evde oturmak olmaz tabi. İnsanın kendisini dışarılara atması lazım. İşyerinden arkadaşlarla ilk olarak geçen sonbaharda konuştuk Melen'de raft yapmayı. Hemencecik heveslenip internette baktık görüdük ki Ankara'dan Melen Çayına rafting'e götüren bir tur şirketi yok, biz de yılmadık İstanbul şirketlerini aradık. Neyse baktık gördükki bu işin mevsimi Mart ayında başlıyor Temmuz gibi de bitiyor. Mart ayında bir daha cellallendik gidelim diye Radikal Tur dedi ki siz Nisan'da gelin. Velhasılı Nisan oldu, biz de muradımıza erdik. Atladık arabaya Koray, Tuba, Şamil ve ben, ver elini Melen çayı.
Melen çayı nerde midir? Hemen tarif edeyim. Ankara'dan İstanbul'a giderken Bolu dağından indiniz bir daha oTEM'e girdiniz, ilk çıkıştan (Düzce, Gümüşova çıkışı) çıkınız. Oradan E-5'e geçip İstanbul'a doğru devam ederken Cumayeri diye bir ilçe göreceksiniz, bu ilçeye dönüp Rafting Alanı oklarını takip edince rafting'e başlayacağınız Dokuzdeğirmen köyüne ulaşacaksınız.

Yolda Cumayeri ilçesinden itibaren Dokuzdeğirmen'e varınca kadar heryerde bayraklar, flamalar ile karşılaşınca yok efendim Türkiye Rafting Şenliği varmış da, biz şimdi valiler, kaymakamlar, savcılar, belediye başkanları ile rafting yapıyormuşuz da diye fantaziler kurup eğlene eğlene Dokuzdeğirmene ulaştık. Radikal Tur tarafından bize bildirilen numaradan Muzaffer Bey'e ulaştık. Muzaffer Bey Dokuzdeğirmendeki iki rafting şirketinden bir olan Özgür Extreme'in (Tel: 0 380 524 43 09; 0 532 548 62 65) sahibi. Merak edenler için diğer şirket de Eco Rafting diye bir şirket. Muzaffer Beyle hoş beş, çay kahve sobet, yok Melen'de ki rafting'in tarihi, yok kaç şirket var bu işi yapan derken öğleyi ettik fakat biz bir türlü raftinge başlayamadık. Muzaffer Bey ağzındaki baklayı çıkardı. Başkan, kaymakam savcı beyleri bekliyoruz dedi ve biz birbirimize baka kaldık :).


Haritada da gürüldüğü gibi 12 km'lik bir parkur için atladık botlara. İlk yarım saat hepimiz çok şaşkındık, bir yandan bot üstünde rahat olmaya çalışırken, öte yandan Melen çok sakin akmakta biz se heyacan namına hiç birşey yaşamayıp sürekli kürek çekmekte idik. Rehberimize sorunca "Sabırlı olun" tavsiyesini alıyorduk. Derken nehir birden hızlandı. Rapid dedikleri parçalardan bir bir geçmeye başladık. Rapidler bir kaç yüz metre boyundalar fakat bu birkaç yüz metrede dalgalar boyumuz aşıp, bot bir havalanıp bir düşünce keyfimiz yerine geldi. İnişi aynı şirkete ait 3-4 tane daha bot ile birlikte başladık. Diğer botlardan bu rapidlerde düşenler oldu, o düşenler sudan itina ile geri toplandı. Parkurun bitimine doğru madem Melen çalı bizi düşüremedi diyip biz kendimizi attık çaya. Suya girmeden eve dönmek yok nidaları ile. Çayda biraz yüzdük ki faaliyetin en keyifli kısımlarından biri de buydu.

Parkur çok zor değil. Bitirdiğinizde "Başardım, başardım, ben ne kadar büyük bir doğa sporcuyum" diyebileceğiniz bir durum yok ortada, fakat keyif düzeyi çok yerinde. 2 saat boyunca fasılalı da olsa sıkça kürek çekip, hop oturup hop kalkıp, ıslanıp kuruyup, çay vadilerden geçtikçe vadinin dibinden dağları doğayı seyrettiğiniz keyifli bir faaliyet.

Parkur bitiminde, Beyler köyünden çıktık karaya. Hemen Kaymakam Bey ve diğer protokol ile bir fotograf çekildik :) (Aşağıdaki fotograf). Rafting şirketin tesislerinde üstümüz değiştirip, yemeğimizi yiyip Ankara'ya döndük.

4 yorum:

Memus dedi ki...

ya bi daha yapma. Kıracak kolu bacağı... allah allah

Adsız dedi ki...

valla o kadar işin arasında yaşamayı biliyosun be abi.helal olsun sana

Burcu Karadaş dedi ki...

müthiş bi fikir.turgayın dediği kadar var yaşamayı biliosunus;)

belki biz de yaparıs arkadaşlarla.aklımızda olsun :))

Adsız dedi ki...

teletubbyler sizii.. erkek adama yakısır mı lan tayt giymek..

bir dost..