![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHLPc6ENVnYMhKJWN2zGGCv90bViVo3BuG3TWG9469r3GsKWfRwymtbRJxUHeXgip2m3LFEBrxNqt2VLnJQweSoDyLHy-W1pbkutMxT4Lq_0CpcQ13Nxl7HLUImqpaJoJjTnpH/s400/afsad.jpg)
Cem Çetin ilk tur konuşmasında çekilen tüm fotografların kurgu olduğunu, belgesel fotografın bu anlamda gerçeğin bir kurgusu olduğunu anlattı, ikinci tur konuşmasında ise tüm fotografların belge olduğunu bu anlamda da yaratıcı fotografın hayal edilenin bir belgesi olduğunu anlattı. Belge ve kurgu kavramları etrafında da fotograf, iktidar ve itiraz konularını tartıştı.
Özcan Yurdalan ise mecra kavramı üzerinde çok durdu. Belgesel fotografın sergilenmek için değil dağıtılmak için, dolaşıma sokulmak için üretildiğini vurguladı. Bu anlamda da son 10 yıldaki teknolojik gelişimin ortam yaratma açısından sınırsız olanaklar sunduğunu alattı. Bir yandan sanal dolaşımın mecra sorununa sınırsız olanaklar sunarken, bir yandan da uculayan ve yaygınlaşan baskı teknolojilerin, basılan fotografın sergi salonlarından çıkıp, sokağa inmesi için olanak sağladığından bahsetti. Bu noktada belgesel fotografta fotografçının meziyetinin değil sunulan içeriğinin önem kazandığını vurgulardı.
Verilen arada kurulan sergiden Özcan Yurdalan'ın Belgesel Fotoğraf ve Fotoröportaj kitabını aldım, hazır konu sıcakken bir çırpıda okurum niyeti ile. Yazarı da orda iken gidip tanışıp kitabı bir güzel de imzalattım. Dün gece Ankara-Eskişehir yolculuğunda okumaya başladım. Tartışılacak, konuşalacak bir çok önermesi olan kitap hakkında aldığım notları yakın zamanda bloga yazacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder