Cuma, Mayıs 23, 2008

At kendini uçurumdan aşağıya!

Almanya'da, otokrasinin, faşizmin, totaliterizmin dünyada doruk noktasını deneyimlediği topraklarda, bu deneyimin üzerinden 60 sene geçmesine rağmen hesaplaşma bitmiyor. "Die Welle", "Tehlikeli Oyunlar" da böyle bir film. Filmde pek çok ilginç nokta vardı ya bana ilk dokunan lise öğrencilerinin otokrasinin veya Almanya'da özdeşleştiği hali ile faşizmin nedenlerini bir çırpıda sayıvermeleri oldu. İnsanların işsizlik, ekonomik ve sosyal yokluk içinde nasıl varoluşlarını bir aidiyet içinde beslediklerini anlatmaları, bizim ülkemizin lise öğrencilerinden beklenmeyecek bir sosyal olgunluk göstergesiydi. Almanya nazizm ile hesaplaşırken kendi eğitim sistemi içinde demokrasi anlayışını yoğurmasının hikayesi olan filmde, toplumsal belleğin nasıl yaratıldığı ve korunduğu üzerine bir çok ipucu var. Otokrasinin kullandığı yöntemler, birey ve topluluk üzerindeki etkileri lise bitirme projesi çerçevesi içinde bir çırpıda anlatılıveriyor. Biz ise bırakın liselerde demokrasinin erdemlerini içselleştimiş bireyler yetiştirmeyi, 6-7 Eylül, Sivas veya Maraş gibi toplumsal utançlarımızla yüzleşmekten çok uzağız. Ülkemizde bir yandan siyah/mavi önlükler ile mini mini çocuklara andımızı söyletip, bir "disiplin" içinde uygun adım askeri bir düzen ile tasarladığımız sınıflara alıp, coğrafyanın bile "milli" olanını öğretmeye çalışıyoruz. Öğretmenlerin mutlak egemen olduğu, öğrencinin resmi ideoloji dışına burnunu bile çıkarmasına izin vermeyen milli eğitimimiz 1930'ların dünyasındaki yöntemleri aşmaktan çok uzak. "Fikri hür vicdanı hür" nesiller yetiştirmek ise sözde bile "ideal"imiz değil. Öte yandan ülkede iktidarı elinde bulunduran kesim ise otokrasinin tüm yöntemlerini kullanmakta. Örtünmek dini bir gereklilik olmaktan çok öte, egemen siyasanın üniforması olarak kullanılmakta. İnsanlar yokluk içinde aidiyeti cemaatlerde buluyorlar. Bu durum hem siyasal hem ekonomik rant olarak kullanılıyor. Bu iki kutup arasında bir o yana bir bu yana sallanan sarkacı kırmak ise çok zor gözüküyor. Bir yandan ekonomik bir gelişkinlik yaratmak gerekirken bir yandan da sosyal bir değişimi yaratacak mekanizmaları kurmak gerekiyor. Bunun hangi motivasyon ile yapılacağı da başka bir soru. Almanya sineması bu filmle bir kez daha demokrasinin değerini vurgulamak için üstüne düşeni yapmış. Seyredilmesi ve üstünde düşünülmesi gereken bir film.

Hiç yorum yok: