Bir de Amerika'da sadece nüfus sayımlarında adam yerine sayılan milyonlar var. Pazar kahvaltılarına ailecek IHOP'a gidenler, akşam yemeklerinde 3. sınıf dinner'ı dolduranlar. Garip ilgi alanları ile bir ömür oyalananlar.
Geçen hafta içinde Little Children ve Fargo'yu seyrettim. İki film de bildiğimiz kahraman Amerikalılar dışında karakterlerle doluydu. Little Children'da ki park planındaki kadınlar, oğluna nashiat eden yaşlı anne, okuma kılübündeki yaşlı teyzeler. Ne muhabbeti yapıyorlardı parktaki kadınlar, anımsayın;
biri: "Gecen gün seks yaparken uyuya kaldım, çok utandım. "
diğeri: "Oh tatlım üzülme her zaman olabilir bu"
yine biri: "Ama kocama anlattğımda farkına varmadığını söyledi"
öteki: "Biz bu soruna çözüm bulduk. artık salıları saat 21,00 de sex yapıyoruz"
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMK4RqW8galORGh8yFKoPkNNvFQdjvzlUm2c8kW3braRCACDqMdMUG9PIdjiv1y9KoiRKfmB55ud7PDpxh0hZJeN1Rl6egbdb7v1HkSQL5sOrSzZQatleT3rUGY_29qVnTlRw9/s400/fargo.jpg)
Neyse efendim, hayranlık ve nefreti bir yana bırakırsak, evet, bizden farklı yaşanan hayatlar, algılanan dünyalar var. Bu hayatın farlılıklarını, zenginliklerini kah sinemanın büyüsü ile filmlerden, kah gittiğim zaman tanıştığım insanlardan anlamaya çalışıyorum. Başka olanı keşfetmek güzeldir ya.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder